Ülkemde Kadın Olmak

Aslında, kim dur diyecek bu kadına karşı şiddete ve kadın cinayetlerine diye başlayacaktım, ama bugün Meclisin halini gördükten sonra vazgeçtim.

dorman-otel-17-eylül-2024

vodafon_içkale_19_şubat_2024

bodrum-sokak-haber-youtube-abone

1 Ocak- 31 Temmuz arasında 249 kadın, sadece temmuz ayında 28 kadın öldü.( Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu). Bu kadınlar hastalık, deprem, yangın veya trafik kazası nedeniyle ölmediler. Bir erkek tarafından hem de en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürüldüler.

Eş, eski eş, erkek arkadaş veya aile içinden bir erkek tarafından Silahla, bıçakla veya başka aletlerle öldürülüyor yetmiyor, yakılıyor, beton dökülüyor, parçalanıyor ikinci üçüncü kez öldürülüyor. Sözler bile bu kadar ürkütücü ve vahşi geliyorken bu eylemi gerçekleştirenleri nasıl ifade etmem gerektiğini bilemiyorum.

Bazen sokak ortasında,  çoğunlukla evinde veya görüşme talebini kabul ederek gittiği mekânda, erkeğin istedikleri kabul görmediği için gerçekleşiyor eylem. Hemen aklımıza niye görüşmeyi kabul etti diye geliyor. Aslında adamı tanıyor, tam da bu olay olmasın, belki ikna edebilirim düşüncesiyle gidiyor, çünkü bu insanlar ailesiyle çocuğuyla da tehdit ediyor.

Hiç kimse keyfinden ayrılmayı, boşanmayı istemez hele çocuklar varsa. Ama olmuyorsa olmuyordur, bunun çözümü de ayrılmaktır. Öldürmek ne demek, kim veriyor size o yetkiyi. Evlendiniz veya berabersiniz diye kadınların sahibi değilsiniz, onlar sizin tapulu malınız değil.

Sizin anlayacağınız dilden anlatayım. Arabalara çok meraklısınız ya, bir araba aldınız bir süre sonra beğenmediniz, ihtiyacınıza cevap vermiyor veya yeni bir modele takıldı aklınız, arabayı satıp yenisini alıyorsunuz. Gidip o arabayı yakıyor musunuz, zarar veriyor musunuz? Eskiden benimdi onun da olmasın diye. Anlaşamıyorsanız gidin ayrılın efendice, hayatınıza yeni bir yön verin, varsa çocuklarınıza anne baba olmaya devam edin, onları üzmeye hakkınız yok.

Ama olmaz ömür boyu onun malı, nasıl bırakır, nasıl terk eder, hele bir de başka biriyle beraberse cinnet başlıyor, ayrılsa bile hala onun. Acaba diyorum bu günlere gelmemizde; “bu evden gelinlikle çıktın, kefeninle girersin” diyerek erkeğe her türlü yetkiyi verip, kadını çaresiz ve erkeğe mahkûm etmemizin de bir payı var mı?  Kadınlar değişime ayak uydururken değişmek erkeklere zor mu geliyor?

Ya hiç mi içiniz acımıyor, en güzel zamanlarınızı yaşadığınız o kadına, çocuğunuzun annesine nasıl böyle bir vahşet uygulayabiliyorsunuz?

Gerçekten çok acı, en sevdiklerin, en yakınındakiler tarafından ölüm cezasına çarptırılmak ve o ana kadar o korkuyla yaşamak. Çocuklarınızı damı düşünmüyorsunuz? Annesini öldüren bir babayı hangi çocuk ister, sever? Ömür boyu o günün travmasıyla yaşayan çocuk sağlıklı olabilir mi?  Kendi hayatınızı da düşünmüyorsunuz diyeceğim ama çok ceza almayacağınıza dair güveniniz var. Peki; belli ki o anda olmayan vicdanınız, sonradan sizi yoklamaya gelirse ne yapacaksınız?

7 ayda 279, ayda 28 sayılarla ifade edince basitleşiyor sanki. Bugün bir kadın eski kocası tarafından katledildi, o kadın aynı zamanda anne, eş, evlat, hala, teyze, kardeş, abla, arkadaş… Bunların hepsini birden katlediyorsunuz.

İstemiyorum sözünün anlamını bilmiyorsunuz. Barışmak için gittiğinizde hiç değişmediğinizi göstermeye gidiyorsunuz da çok ağır bir gösteri oluyor.

İki insanın ayrıldıktan sonra barışması:

1- İki tarafında iyi niyetle çok dikkat ederek yaşaması demek, sürdürülebilir mi ?

2-Bir tarafın zorunlu kılınan sebeplerle barışmaya boyun eğmiş, eğdirilmiş olması. Kendini sıfırlaması, tamamıyla karşı tarafa tabi olması demek. (çoğunlukla kadındır)

İnsan kendinden nereye kadar kaçar, ne kadar kaçabilir, bir gün yakalanır, kendi kendini yakalar ve o geçen zamana da yazık olur. Onun için kendinizi de karşınızdakini de serbest bırakın, benden sonra kiminle olacak kıyaslamalarıyla kendinizi yormayın, gerçekten yormayın değmez.

İçinizdeki vahşiyi ve cahili eğitin, eğitin ki bu olayları yaşamayalım. Bunları boşuna yazdım biliyorum. Kadını koruyan sözleşmelerin iptal edildiği, suçluların cezalandırılmadığı ülkemde bu olayları daha çok yaşayacağız gibi görünüyor ama görünmesin artık.

Fatma Ayhan 16 Ağustos 2024

Not: Okumak isterseniz, Domenico Starnone’nınin BAĞLAR adlı romanında ayrılmanın, barışmış görünmenin aile fertleri üzerindeki etkisi anlatılmaktadır.