Tüm zamanların Belediye Başkan Yardımcısı Burhanettin Ercan Vefat Etti…
Bodrum Belediye Başkanları Cevat Bilgiç, Emin Anter, Tuğrul Acar ve yeniden Emin Anter ve son olarak Mazlum Ağan. Tam beş başkanla birlikte yıllarca Bodrum’a hizmet etti. 22 yıl Boyunca Bodrum Belediye Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen Burhanettin Ercan, Bodrum’da doğmamış ama Bodrumlu olmayı seçmişti. Nezaketi, güleryüzü, vakur duruşu ile gönüllerimizde taht kuran Burhanettin Ercan ağabey tedavi gördüğü Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesinde, 31 Mart 2024 sabah 05:30 da yaşama veda etti.
Uzun süredir böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi görmekte olan tüm zamanların Belediye Başkan Yardımcısı Burhanettin Ercan’ın cenaze töreni 1 Nisan 2024 Pazartesi ikindi namazının ardından Bodrum Belediye Meydanındaki (Merkez) Adliye Camiinde 16:53’de gerçekleşecek. Daha sonra Bitez Mezarlığında toprağa verilecek…
Mardin’den Bodrum’a uzanan onurlu bir yaşam…
2021’de onunla bir söyleşi yapmıştık. İlginç bir yaşam öyküsü olduğunu biliyordum ve yanılmamıştım.
1949 yılında Zeki’den olma, Halise’den doğma Burhanettin Ercan Mardin’de dünyaya gelmiş. İlkokul ortaokul ve lise yaşamı, memleketi Mardin’de geçiyor. Liseyi bitirdikten sonra öğretmen oluyor. 1974’da Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesine girmiş. Zirai Ekonomi ve İşletme bölümünden Ziraat Yüksek Mühendisi olarak mezun olduktan sonra, Ziraat Fakültesinin son sınıfındayken, öğretmen olmasından dolayı, Milli Eğitim Bakanlığında iş yaşamına başlamış…
Burhanettin Ercan’ı tanıyanlar bilir mütevazı ve sessiz bir yapısı vardır. Sakin konuşur ve yüzündeki gülümseme hiç eksik olmaz. Onunla sohbet ettiğinizde bir süper zekâ olduğunu ve çok başarılı bir öğrencilik ve iş yaşamı geçirdiğini hemen anlarsınız.
Mardin’den Bodrum’a gelişini ve nasıl Bodrum damadı olduğunu da şöyle anlatmıştı bana;
“Eniştem Bodrum Lisesi Müdür’üydü. Onun yanına geliyordum. Hanımında evi eniştemler ile karşı karşıyaydı. O sırada Kız Meslek Lisesinde okuyordu. O arada tanıştık. Yıl 1973-1974 falan. Aynı yıl ben Ankara Ziraat Fakültesi’ne girdim, o da Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’na. Kader sanki bizi bir araya getiriyordu. Bizim Ziraat Fakültesinin bahçesinde kız öğrenci yurdu vardı. O da kız öğrenci yurdunda kalıyordu. Tanışıklığımız burada oldu ve sonra evliliğe kadar gitti…”
70’li yıllardan bahsediyoruz. Aşk evliliği mi? Yoksa karşılıklı gördünüz, hadi evlenelim mi dediniz?
“Hem aşk evliliği hem işte. İkisi beraber karışık…”
Bodrumlu bir hanım almak zor muydu? Mardinli bir adam, Ankara’da yaşıyor. Bodrum’a gelmiş. Sanki biraz zor gibi değil mi?
“Eniştem ve ablamın Bodrum’da olması bir avantaj. Biz kızı istemeye niyetlendiğimiz zaman, ablam ve eniştem isteyecek. Bizde biraz tereddüt var tabii. Kız anne babasının izni olmadan bu işe girmez. Acaba annesi, babası bu evliliğe ne der? Mardinliyim. Demezler mi Bodrum’da adam mı kalmadı da Mardinliye kız veriyorlar. Zaten demişler de. Ama kayınpederim ‘Kızım beğendiyse, ben veririm…’ dedi. Düğünümüz de burada oldu…”
Düğün nasıldı? Zorlandınız mı? Malum buraların düğün adetleri ağır. Diğer taraftan Mardin kültürü farklı, Bodrum kültürü farklı.
“Yok hiç zor olmadı. Biz Bodrum örf ve adetlerine uyduk…”
O zaman iç güveysi deriz size.
“Doğru tam bir iç güveysiyim…”
(Bu yanıtı gülerek veriyor. Doğrusu ben pek inandırıcı bulmadım bu içgüvey oluşunu.)
İçgüveysi konusu biraz nazik bir konu ama Burhanettin ağabey konuyu Bodrum Belediye Başkanlığına bağlamış ve işi bitirmiş;
“Sonra kayınpeder dedi ki, Bodrum’da balıkçılık yapardı. Bir teknesi, bir de balık dükkânı vardı. ‘Oğlum boş ver memuriyeti. İstifa et gel buraya…’ . Tabii Mardinliyiz iç güveyi olmak işimize gelmedi. Bodrum’a gelip kayınpederle çalışmak riskli iş üstelik. ‘Yok ben balık işine girmem…’ dedim. ‘O zaman ben Belediye Başkanı ile konuşayım. Seni belediyeye aldıralım. Olur mu?’ dedi. Ben de tamam dedim. O zaman belediye başkanı Cevat Bilgiç. 1984’ün sonlarıydı. O arada ben tekrar İlçe Tarım Müdürlüğüne geçmek için uğraşıyordum. O iş uzayınca, kayınpeder Cevat Bilgiç’le konuşmuş. Bakanlıkta çalışan damadım belediyeye girmek istiyor, yardımcı olur musun demiş. Bende bir dilekçe ile belediyeye müracaatımı yaptım. O da ‘İsmet ağabey belediyemizde hiç üniversite mezunu çalışan yok, gelsin bir ilk olsun…’ demiş. Kayınpeder işin hazır dedi. Ben de belediyecilikten anlamam, çevreyi tanımam nasıl olacak bu iş dedim kendi kendime ama İlçe Tarım Müdürlüğü işi de olmayınca mecburen kabul ettim. Başkanlığa dilekçe yazarak görev talebinde bulundum. Bir hafta sonra ‘Atanmanız uygun görülmüştür. Göreve başlamanızı rica ederim. İmza Belediye Başkanı Cevat Bilgiç…”
Bodrum Belediye Başkanları Cevat Bilgiç, Emin Anter, Tuğrul Acar ve Mehmet Kocadon dönemlerinde yani tüm zamanların başkan yardımcısı Burhanettin Ercan’a sordum;
Emekli olduktan sonra?
“Emekli olduktan sonra denizden çıkmış balığa benzedik. Niye? Ben alışmışım her sabah kalk traş ol. Belediyeye git. Misafirler gelip gelecek. Sabah gelmişim belediyeye, elimde Milliyet Gazetesi var. Altan Öymen’in köşesini okuyorum. Kapı çaldı, içeri Altan Öymen girdi. O kadar hoş ki. Ben yazısını okuyorum (Raşitin Kahvesi) o içeri giriyor. Böyle bir ortamdan çıkınca epey zorlandım doğrusu…”
Şimdi tam bir emeklisiniz, eşiniz ile birlikte torun bakıyorsunuz.
“Şimdi torun bakıyoruz. Dünyanın en güzel işiymiş meğer. İlk torunumuz Bulut. Onur’un oğlu. Arkadaşlar torun sevgisi başka diye söylerlerdi de anlamazdım. Ben çocuklarımı çok severim. Herkes sever, ama ben çok severim. Ama hakikatten torun olduktan sonra, oğullarıma duyduğum sevginin belki de on katı bir sevgiymiş bu. Torun ilaç yani. Dede demeye başladıktan sonra hele bambaşka duygular yaşıyorsunuz. Büyük oğlan geç evlendi diye endişelenmiştik. Bir gün geldi ‘Baba eşim hamile. İkizlerimiz oluyor…’ Ramazan Bayramından iki gün önce ikizleri oldu. İki bayram kutladık. Hem de bir kız, bir oğlan. Daha ne isteyeyim…”
Son sözüm her zaman dayanağım olan hayat ve yol arkadaşım Kamuran Ercan, gelinlerim Özlem, Yeşim, çocuklarım Zeki ve Onur, torunlarım Bulut, Ata, Elif ve Eren’i çok seviyorum. Buda nokta.
Burhanettin Ercan dile kolay 37 yıl devlete hizmet etmiş. Bu hizmet süresinin büyük kısmı ise Bodrum’da ve Bodrumlulara hizmet etmekle geçmiş. Acı, tatlı, iyi kötü günler yaşamış. Belediye gibi siyasetin merkezi bir kurumda çalışmak kolay bir şey olmasa gerek.
Bodrum için çalışmış, ömrünü tüketmiş bu adama minnettar olmaktan başka ne yapılabilir?
Burhanettin ağabeyin ağırlaştığını duyar duymaz geçen hafta 24 Mart 2024 Pazar günü Aydın’a gittim. Çok kilo vermişti. Herşeye karşın güleç yüzü ile karşıladı beni. Siyaset konuştuk, Ahmet Aras’ı, Tamer Mandalinci, Mehmet Tosun ve Aydın Aydın’ı konuştuk. Neredeyse bir saat sürdü bu muhabbetimiz. Solgun gözleri ve yorgun bedeni bu muhabbetle biraz aydınlanmış gibi geldi. “Kamuran abla tuvalete kendisi çıktı bu muhabbet iyi geldi demek…” dedi ertesi gün nasıl diye sorduğumda.
Sonra…
İşte bu sabah Onur Ercan kardeşim aradı ve o haberi verdi.
………
Burhanettin Ercan ağabeyim bu dünyada tanıdığım en düzgün, en mütevazı, en güleç yüzlü, en muhabbetli ağabeylerimden birisiydin. Babam öldüğünde elini omuzuma koyup “Kendini asla yalnız hissetme, ben varım…” diyen özel bir insandın.
Yattığın yer nurla dolsun, Devrin Daim Olsun…
Ustam Nezih Demirkent “Gazetecinin haberi yazmakta en zorlandığı zamanlar tanıdığı sevdiği insanların ölüm haberini yazdığı anlardır. Ama muhabirliğe başlarken ilk yazdırılan yazı da ‘Ölüm İlanı”dır…” derdi. İşte yazmaya zorlandığım haberlerden birisi de bu yazıydı…