Muğla Hızla Yok Oluyor!
Türkiye İşçi Partisi Muğla İl Örgütü yazılı bir basın açıklaması ile “Muğla Dört Bir Yandan İşgal Altında” olduğuna dikkat çekti…
Fatih Bozoğlu – Bodrum Sokak Haber
Muğla’ya yapılan büyük yatırımlar hem Muğla turizmini, hem de bölgenin doğal yapısını tahrip ediyor. Maden ocaklarından, çimento fabrikaları ve beton santrallerine, turizm yatırımı adı altında yapılan orman katliamlarına, yangınlar sonucu yok olan ya da olmayan ormanların orman vasfını yitirmiş alan denilerek betonlaştırılmasına, Yeniköy Termik Santrali tarafından Akbelen ve çevresindeki zeytinliklerin yok edilmesine, turizm alanlarına yapılan ve yapılması planlanan limanlara kadar birçok alanda vahşi bir büyüme söz konusu.
Muğla’daki bitki türlerinin %18’i endemiktir…
Türkiye İşçi Partisi Muğla İl Örgütü “Doğanın ve Yaşamın Sesi Olmak için: Direniyoruz!” konulu yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklama şu ifadeler ile başlıyor; “Ege’nin kıyısında, gerçekten “cennetten bir köşe” denebilecek Muğla, binlerce yıldır yemyeşil dağları ve masmavi deniziyle yaşamın, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği bir coğrafya olmuştur. Avrupa’nın çoğu buzullarla kaplıyken, bu topraklarda hüküm süren iklim, eşsiz bir biyoçeşitlilik yaratmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2022 yılında yayınladığı bir rapora göre, Muğla’daki bitki türlerinin %18’i endemiktir; yani bu topraklara özgüdür…”
Muğla’nın %60’ı maden şirketlerine ruhsatlandırılmış…
Türkiye İşçi Partisi Muğla İl Örgütü tarafından yapılan yazılı basın açıklamasının devamında ise; “Ancak bu doğal cennet, dört bir yandan kuşatılmış, doğal zenginlikleri tahrip edilmektedir. Muğla’nın %60’ı maden şirketlerine ruhsatlandırılmış durumda. Ormanlarımızı yangınlarla ya da maden sahalarına tahsis edildikleri için kaybediyoruz. Marina, otel veya site yapılmamış koy neredeyse kalmadı. Yandaş şirketler sahilleri ele geçirirken, yurttaşlar denize girmek için havlusunu bile serecek yer bulamıyor…” tespitlerini dile getiriliyor.
Gelenekler, folklor ve yaşam biçimleri yok oluyor…
TİP Muğla İl Örgütünün açıklamasında; Muğla’nın tüm ilçelerinde; ormanlar, denizler, koylar, tarım alanları ve zeytinlikler; tarihi ve doğal alanlar, özelleştirme politikaları, madencilik faaliyetleri, HES, RES ve GES gibi enerji projeleriyle tahrip edildiğine ve Doğal SİT dereceleri düşürülerek bu alanlar birer ticari sermaye kaynağı olarak görülüyor ve halkın elinden alındığına dikkat çekerek; “Bu el koyma süreci, halkın tüm itirazlarına, protestolarına ve hukuki girişimlerine rağmen her geçen gün daha da artmakta. Muğla’nın yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, doğal varlıkları ve yerel halkı sömürülmekte. Tüm bunlar köylünün ve yerel halkın mülksüzleşmesine, fakirleşmesine, zorunlu göçe ve kültürel erozyona yol açıyor. Nesiller boyu aktarılan gelenekler, folklor ve yaşam biçimleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya…” uyarılarında bulunuyorlar.
Doğanın ve Yaşamın Sesi Olmak için: Direniyoruz!
Türkiye İşçi Partisi Muğla il ve ilçe örgütleri olarak, Muğla’daki bu yıkım projelerine karşı bilfiil yıllardır sürdürdükleri mücadelenin 2025 yılında da sürdüreceklerini ve en önemli odak alanları olduğunu vurgulayarak şöyle sonlandırıyorlar; “Kıyı işgalleri, sömürge madenciliği, suyu ticarileştiren tüm plan ve yaklaşımlar, enerjiyi bir sermaye transfer aracına dönüştüren tüm projelerle alanlarda mücadele etmeye devam edeceğiz. Yıllardır bizi korku politikalarıyla yönetmeye çalışanlara, ormanlarımıza, tarlalarımıza, emeğimize el koyanlardan hesap sormak için buradayız! Doğanın ve Yaşamın Sesi Olmak için: Direniyoruz!”