Mi̇kroplasti̇k Ki̇rli̇li̇ği̇ Deni̇z Ekosi̇stemi̇ni̇ Tehdi̇t Edi̇yor
MİKROPLASTİK KİRLİLİĞİ DENİZ EKOSİSTEMİNİ TEHDİT EDİYOR

30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün teması ‘Moda ve Tekstilde Sıfır Atık Hedefine Doğru’ olarak belirlenirken, Akdeniz Koruma Derneği’nin Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinde gerçekleştirdiği çalışmalarından elde edilen veriler açıklandı.
Araştırmalar, deniz ekosistemlerinde tespit edilen mikroplastiklerin büyük bir kısmının tekstil liflerinden oluştuğunu ve bu durumun deniz yaşamı üzerinde ciddi bir tehdit oluşturduğunu gösteriyor. Bu manada, sıfır atık ve sürdürülebilir moda hedefleri, yalnızca atık yönetimi açısından değil, gezegenin sucul ekosistemlerini ve biyolojik çeşitliliğini koruma açısından da büyük önem taşıyor. Plastik kirliliğiyle mücadelede tüketicilerin daha bilinçli seçimler yapması, sürdürülebilir tekstil üretimine yönelik politikaların hayata geçirilmesi ve çevre dostu alternatiflerin teşvik edilmesi gerekiyor.
17 farklı istasyondan su örneği alındı
Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde (ÖÇKB), Akdeniz Koruma Derneği (AKD) tarafından yürütülen çalışmalar, mikroplastik kirliliğinin boyutuna dikkat çekiyor. Çalışma kapsamında bölgede 17 farklı istasyondan alınan su örneklerinde, mikroplastik miktarının metreküp başına 10 ile 56.7 adet arasında değiştiği belirlendi. Elde edilen veriler, bölgede deniz ekosistemini tehdit eden plastik kirliliğinin ciddiyetini bir kez daha ortaya koydu.
Lif partikülleri kirliliğin yüzde 90’ından fazlasını oluşturuyor
Akdeniz Koruma Derneği’nin yaptığı çalışmalar kapsamında ortaya çıkan veriler, deniz ekosisteminde büyük risk oluşturan bu plastik parçacıkları arasında en yaygın türün, lif partikülleri olup, kirliliğin yüzde 90’ından fazlasını oluşturuyor. Mikroplastiklerin büyük bölümünün lif parçacıklarından oluşması ise tekstil ürünlerinin önemli bir kirlilik kaynağı olduğunu ortaya koyuyor. Yapılan çalışmalarda elde edilen verilerin, günlük hayatta sıkça kullanılan birçok üründe yer alan etilen/propilen kopolimeri ve polietilen tereftalat (PET) gibi yaygın polimerlerin varlığını da ortaya koyduğu, bu malzemelerin sıklıkla plastik ve tekstil üretiminde katkı maddesi olarak kullanılması ve doğaya bilinçsizce bırakıldığında sucul ekosistemlere ciddi zararlar verdiği tespit edildi.
Plastik kirliliği ile mücadele
Akdeniz Koruma Derneği Bilim ve Teknik Danışma Kurulu üyesi ve Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Olgaç Güven, kıyılarımızda artan mikroplastik kirliliğinin özellikle yerleşim alanları, tatil tesisleri ve liman bölgeleri ile doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Doç. Dr. Güven, “Bu kirliliğin kaynağını tam anlamıyla belirleyebilmek için daha kapsamlı veri analizlerine ve izleme çalışmalarına ihtiyacımız var” diyerek, ekosistem üzerindeki uzun vadeli etkilerin değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Bilinçsiz plastik kullanımı hem suyu, hem insanları tehdit ediyor”
Akdeniz Koruma Derneği’nde Bilimsel İzleme Uzmanı olarak görev alan Dr. Kerem Gökdağ gerçekleşen çalışmaların sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde plastiklerin doğada uzun yıllar kalıcı olması ve bilinçsiz kullanımı nedeniyle küresel ölçekte sucul ekosistemler ve insan sağlığı için ciddi tehdit oluşturduğunu vurguladı. Dr. Gökdağ, “Deniz ortamında güneş ışığı, dalgalar ve tuzluluk değişimleri nedeniyle parçalanan büyük plastikler, 5 mm’den küçük boyda olan mikro ve nano-plastiklere dönüşerek deniz canlıları tarafından yutulabiliyor. Kanserojen ve toksik kimyasallar içeren bu parçacıklar, deniz ürünleri yoluyla insan sağlığı için de büyük bir risk teşkil ediyor” dedi.
Bölge halkı bilinçlendiriliyor
Akdeniz Koruma Derneği, deniz ve kıyı ekosistemlerini koruma amacı doğrultusunda plastik kirliliğinin kaynaklarını belirlemek ve etkilerini azaltmak için kapsamlı çalışmalar yürütüyor. Dernek, deniz suyu yüzeyi, deniz tabanı, plaj sedimentleri ve ekonomik değere sahip balık türlerinin sindirim sistemleri üzerinde mikroplastik kirliliğini inceleyerek, elde edilen verileri bölgesel ve ulusal farkındalık kampanyalarında kullanıyor. Yürütülen çalışmalar kapsamında ayrıca makroplastik ve mezoplastiklerin sahil ve deniz tabanındaki yayılımı belirleniyor, bölge halkı ve paydaşlarla ‘Vatandaş Bilimi’ uygulamaları aracılığıyla farkındalık çalışmaları gerçekleştiriliyor. Vatandaş bilimi atölyesi kapsamında, vatandaşlar tarafından su yüzeyinde bulunan mikroplastik ve sahillerde birikim gösteren denizel atıkların toplanması ve sınıflandırılması ile veri haline getirerek araştırmalara katkıda bulunuyor. Çalışmalar kapsamında Datça’da faaliyet gösteren UCPA Su Sporları Merkezi ile örneklemlerin toplanması konusunda işbirliği gerçekleştirildi. AKD ve UCPA tarafından, su yüzeyinde birikim gösteren mikroplastiklerin toplanması amacı ile kürek sörfü ile kullanılabilen manta trol örnekleme malzemesi kullanımı anlatıldı. Elde edilen bilimsel veriler ışığında, plastik kirliliğinin kaynağının tespit edilmesi ve etkili önlemlerin geliştirilmesi hedefleniyor.
Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi’nin 2 Mart 2022’de kabul ettiği karar doğrultusunda, plastik kirliliğini tüm yaşam döngüsü boyunca ele alan küresel bir plastik anlaşmasına yönelik müzakere, uzun zamandır gündemde yer alıyor. Geçtiğimiz 2024 yılının Kasım ayında Güney Kore’nin Busan kentinde düzenlenen son görüşmelerin ardından anlaşma metninin nihai hale getirilmesi 2025 yılına ertelenmiş olsa da, daha güçlü ve etkili bir anlaşma oluşturma fırsatı hala bulunuyor. Akdeniz Koruma Derneği de, bu küresel sürece destek vererek plastik kirliliğine karşı etkin ve bağlayıcı politikalar geliştirilmesi yönünde çağrıda bulunuyor.