Kadın Cinayetleri Politiktir
Bodrum Kadın Platformu “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” nedeni ile Bodrum Belediye Meydanında bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Biz kadınlar “ tesadüfi yaşamı” kabul etmiyoruz. Kadın dayanışmasından aldığımız güçle ne sokakları, ne alanları asla terk etmeyeceğiz!” ifadesi dikkat çekti.
Bodrum Kadın Platformu tarafından yapılan basın açıklamasının tam metni şu şekilde;
Erkeklerle konuştuğu için babası tarafından evlerinin bahçesindeki kümese canlı canlı gömülen kadını, bu ülkede gördünüz… Adı Medine Memi’ydi.
Boşandığı kocası, kayınpederi ve üç arkadaşı tarafından evi basılıp dördüncü kattan aşağı atılan, bacağı kırılınca çivili sopalarla dövülen, hâlâ nefes aldığı için kayınpederi tarafından kafasına dört kurşun sıkılan kadını, bu ülkede gördünüz…Adı Zümrüt Er’di.
Yaralı halde kaldırıldığı hastane odasında kardeşleri tarafından kurşunlanan kadını, bu ülkede gördünüz…Adı Güldünya Tören’di.
Bindiği minibüsün şoförünün saldırısına karşı koyunca defalarca bıçaklanan, ardında parmak izi kalmasın diye elleri vücudundan koparılıp yakılan kadını, bu ülkede gördünüz…Adı Özgecan Aslan’dı.
Testereyle parçalara ayrılmış bedeni gitar kutusunda çöpe atılan kadını bu ülkede gördünüz…Adı Münevver Karabulut’tu.
İpek Er’in ve daha yüzlerce kadının dosyasının “intihar süsü” verilerek kapatıldığını, bu ülkede gördünüz.
Ne Yaptınız?
Ne yaptığınızı, ülkenin İçişleri bakanından biliyoruz:
Koruyucu tedbir almak yerine, kadınları suçlayıp, -onlar da kapıyı açmasalardı- dediniz.
Ne yaptınız?
TBMM Kadına Şiddet ve Ayrımcılıkla Mücadele Araştırma Komisyonu başkanlığına, bir erkeği atadınız.
Narin, Sıla, Leyla, Şirin…Yüzlerce çocuk yanıbaşımızda şiddete, tacize maruz kaldı, öldürdü. “Çocuğun Yaşam Hakkı” raporunda, son 6 ay içinde 343 çocuğun önlenebilir sebeplerden dolayı hayatını kaybettiği yazıyor.
Ne yaptınız?
Coçuğun rıza yaşını 12’ye indirmeye kalkıştınız.
Tarikat yurtlarında tacize uğrayan çocukların değil, tarikatların yanında sıralandınız.
Her gün en az bir kadının erkekler tarafından öldürüldüğü, kadına yönelik şiddetin sıradanlaştırıldığı, televizyon programlarının, basının, sosyal medyanın cinsiyetçi söylemlerle kadınları aşağılandığı ve kadınlara / çocuklara yönelik şiddetin normalleştirildiği bu süreç, rastlantı değildir:
Bu ‘kırımın’ ardında, teşvik eden, cesaretlendiren, cezasızlık politikalarıyla erkekleri ödüllendiren eril anlayışınızın olduğunu, biz kadınlar biliyoruz.
Erkek-devletin yürütücülüğünü yapan AKP / MHP iktidarı, size sesleniyoruz!
Haklarımız ve hayatlarımız üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçin!
Çünkü biz, özgürlüğümüzden, yaşam tarzımızdan, haklarımızı garanti altına alan uluslararası sözleşmelerden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.
‘Tek adam’ ın imzasıyla, toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan İstanbul Sözleşmesi’nden, 21 Mart 2021 tarihinde çıktığınızı unutmadık.!
Hukuka aykırı kararlarınız, siyasi pazarlıklarınız ve toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı tavrınız sonuç vermeyecektir.
Kararınız bizim için YOK HÜKMÜNDEDİR.
İstanbul Sözleşmesi’ inden de, 6284 sayılı yasadan da VAZGEÇMEYECEĞİZ.
LGBTİQ+ ’lara yönelik nefret suçlarının “haksız tahrik indirimi” ile cezasız kalmasına, hedef gösterici söylemlerinize,homofobik, transfobik zihniyetinizin toplumu esir almasına asla izin vermeyeceğiz.
Tam da bu nedenle eşit yurttaşlık ve nefret suçları yasa talebini bir kez daha yineliyoruz.
Anayasanın eşitlik maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği eklenene, ‘nefret suçları yasası’ çıkana kadar bu talebimizi tekrarlamaktan vazgeçmeyeceğiz.
Anayasa ve tüm yasalarda tam eşitlik sağlanana kadar durmayacağız.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin her alanda uygulandığı bir dünya için mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz.
Özel savaş politikalarına, şiddeti normalleştiren tutumunuza karşı, eşitliğin, özgürlüğün ve barışın sesini meydanlardan yükseltmeye devam edeceğiz.
Bu örgütlü saldırılarınıza karşı en büyük gücümüz, birlikte yarattığımız kadın mücadelesidir.
Biz kadınlar “ tesadüfi yaşamı” kabul etmiyoruz. Kadın dayanışmasından aldığımız güçle ne sokakları, ne alanları asla terk etmeyeceğiz!
Kadın olmayı sadece “annelik” üzerinden tanımlayan, çocukların bedenleri üzerinden çeteleşen, şiddete karşı önleyici ve koruyucu tedbirler almak yerine adeta şiddeti ödüllendiren iktidarı, bu meydandan bir kez daha ifşa ediyoruz:
Görev ve sorumluluklarınızı yapmadığınız sürece bu suçun kaynağı ve uygulayıcısı sizsiniz! Sizin erkek-devlet şiddetinizdir!
Bizi ise, bu eril zihniyetinizle mücadelede etmekte kararlıyız!
Kadın kazanımlarını yok etmeye çalışan kayyım zihniyeti ile mücadele etmeye kararlıyız!
Dünyanın tüm kadınlarına mal olmuş ‘jin jiyan azadi’ sloganını, var gücümüzle haykırmaya kararlıyız!
Eşit, özgür, kayyımsız bir yaşam yaşam için yanyana mücadele etmekte ısrarlıyız!
Soracak hesabımız, yeniyi kuracak gücümüz var!
Gücümüz ve umudumuzu BİRBİRİMİZDE!
Kadın dayanışmasında!
Ortak mücadelemizde!
Yaşasın kadın mücalemiz!
Jin jiyan azadi!
Kadin yaşam özgürlük!
BODRUM KADIN PLATFORMU