Başarının Anahtarı Markalaşmak
EGİAD, İZMİR’İN ÖNEMLİ MARKALARIYLA GENÇ İŞ İNSANLARINI BULUŞTURDU.
Günümüzde markanın, ticaretin olmazsa olmaz koşulu haline geldiğinin bilinciyle hareket eden, 33 yıllık faaliyeti kapsamında dokunduğu, temas ettiği başlıklarla markalaşmış en önemli STK’ların başında gelen EGİAD, İzmir’in önemli markalarıyla genç iş insanlarını buluşturdu.
Markalaşma ve yaşayan bir marka oluşturma süreçlerini, sürdürülebilir bir marka yolculuğunun farklı açılardan detaylarını ele almak üzere “Yaşayan Markalar” konferansında bir araya gelen iş insanları, marka yapılanması, ’netnograph’ kavramıyla dijital tüketiciyi anlamak, kurumsal marka stratejisi ve yasal düzenlemeler ve markaları yaşatabilmek konularını ele aldı.
Açılış konuşmasını EGİAD Başkan Vekili Arda Yılmaz’ın, moderatörlüğünü EGİAD Yönetim Kurulu Üyesi Zerrin Ülken’in yaptığı etkinliğe, Umut Saçan, “Sürdürülebilir Marka Yolculuğu”, Asst. Prof. Lena Çavuşoğlu-Netnography “Dijital Tüketiciyi Anlamak”, Av. Begüm Soydan Sayılkan ve Av. İrem Girenes Yücesoy, “Kurumsal Marka Stratejisi – 2024 Yılında Yürürlüğe Girecek Yasal Düzenlemeler Işığında Değerlendirmeler”, Demet Tuncer, “Markaları Yaşatabilmenin Üç Altın Kuralı”, Murat Karslıoğlu ise “Silikon Vadisi’nde Bir Türk Markası” başlıklarıyla katıldı.
“Tüketici zihninde bir iz bırakmalıdır”
Markaların firmalardan bile uzun süre yaşayabildiğinin altının çizildiği etkinliğin açılış konuşmasını EGİAD Başkan Vekili Arda Yılmaz gerçekleştirdi. Yılmaz, marka yönetimi, markaların sürdürülebilirliği, hukuki düzenlemeler ve dijital tüketici davranışları gibi başlıklara odaklandıklarına dikkat çekerek, “Marka, bir işletmenin kimliğini, değerlerini ve vaatlerini müşterilere iletmesi için oluşturduğu en önemli imajdır. Başarılı bir marka, sadece bir ürün veya hizmetin adı olmamalı, aynı zamanda tüketici zihninde bir iz bırakmalıdır. İşte bu iz, müşterilerin sadece bir ürünü değil, ’o’ markayı tercih etmelerini de sağlamalıdır. Markalaşma, aynı zamanda işletmelerin rekabet avantajını belirleyen bir faktördür. Güçlü bir marka, müşteri sadakatini artırabilir, ürün veya hizmetlerin, fiyatlandırılmasında esneklik sağlayabilir ve işletmeye uzun vadeli bir rekabet avantajı kazandırabilir” dedi.
Markaların dış pazar ve ihracat fırsatları arayışında olduğu bir dönemde bulunduğunu dile getiren Yılmaz, “Dijital mecralar penetrasyonun hızlı olduğu, yeni müşteri kazanım maliyetlerinin düşük olduğu pazarlardır. Geçtiğimiz 4-5 yıl içerisinde küresel pazarda online anlık sipariş hizmetleri, oyun şirketleri, anlık mini sertifika eğitim hizmetleri gibi dikeylerde bu sayede uluslararası başarı hikayeleri yazabildik. Markaların günümüzde yaşadığı gerek hukuk gerek rekabet kaynaklı sorunları değerlendirmek, markalarımız için yapabileceklerimizi ve ileriye yönelik faydaları değerlendirmek önemli olacaktır. Marka konusunu ileriki dönemlerde daha büyük bir platformda ele almak; aynı zamanda da yeni stratejiler geliştirmek için bugünü bir başlangıç noktası olarak görüyorum” diye konuştu.
Moderatör ve EGİAD Yönetim Kurulu Üyesi Zerrin Ülken ise yaptığı konuşmada, markaların bireyselden çok kolektif çalışma ekseninde ilerleme gerekliliğine değinerek, “Müşteri profillerinin stereo tiplerden farklılaşması ve üründen ziyade deneyim odaklı olması, iletişim kanallarının çeşitlenmesi, finansal sistemlerin merkeziyetçilikten uzaklaşması gibi faktörler artık markaların bireyselden çok kolektif çalışma ekseninde ilerleme gerekliliğine sinyal veriyor” ifadelerini kullandı.
Konferansta söz alan Umut Saçan, “Sürdürülebilir Marka Yolculuğu” konuşmasında önemli olanın sürdürülebilir marka olmak olduğuna vurgu yaptı. Dünyada en çok marka tescili yaptıran ülkeler sıralamasında Türkiye’nin ilk sırada geldiğini ancak marka çıkaramayan ülkeler sıralamasında da ilk sıralarda olduğumuzu kaydetti. Av. Begüm Soydan Sayılkan ve Av. İrem Girenes Yücesoy, “Kurumsal Marka Stratejisi – 2024 Yılında Yürürlüğe Girecek Yasal Düzenlemeler Işığında Değerlendirmeler” üzerine yaptıkları konuşmalar ile marka tanımlaması ve marka tescil süreçlerini aktardılar. Oyuncu ve Sunucu Demet Tuncer ise “Markaları Yaşatabilmenin Üç Altın Kuralını” örneklerle etkili bir sunumla ifade etti. 8 yıldır ABD’de yaşayan ve Çocuklar Duymasın dizisinde Mary’ye hayat veren Tuncer, ABD’de iş dünyasına verdiği danışmanlıklarla da tanınıyor.
Asst. Prof. Lena Çavuşoğlu, ABD’de araştırma dalında yer aldığı ’netnography’ “Dijital Tüketiciyi Anlamak” kavramını iş dünyasına açtı. Online tüketici kültürünü araştırmak için kullanılan bir araştırma yöntemi olan netnography’de datanın önemine yer verdi. Murat Karslıoğlu da Silikon Vadisi’nde “Bir Türk Markası” başlıklarıyla yer alan sunumunda ABD pazarına giriş zorluklarına değindi. Ekonomik krizlerin avantaja çevrilebildiğini de hatırlatan Karslıoğlu, son krizde birçok markanın hayata geçtiğini ifade etti.