41 Kuyunun Gizemi Hala Çözülemedi
Marmaris’in Taşlıca Mahallesindeki 41 eski kuyunun kimler tarafından yapıldığı ve nasıl işlediği hâlâ çözülmüş değil. Bazı kaynaklar, kuyuların bin 800’lü yıllardan kaldığını öne sürerken, kuyular bulunduğunda üzerlerinde haç işareti bulunduğu iddia ediliyor…
Marmaris ilçesinin kırsaldaki Taşlıca Mahallesinde bulunan 41 kuyunun gizemi yıllardır çözülmeyi bekliyor. Bazı kaynaklar, kuyuların bin 800’lü yıllardan kaldığını öne sürse de, kimler tarafından yapıldığı ve hangi amaçla kullanıldığı konusunda net bir bilgi bulunmuyor. Özellikle bazı kuyuların bulunduğunda üzerinde haç işaretinin bulunduğu iddiaları, bu yapıları daha da gizemli kılıyor.
Bugün itibariyle, kuyulardan 32’si tamamen kurumuşken, geriye kalan 9 kuyudan 4’ü hala içme suyu sağlamakta. Ancak, diğer 4 kuyunun da kuruduğu ve su seviyelerinin ciddi şekilde düştüğü bildiriliyor.
Kuyu Sayısı 41 mi 62 mi?
İlginç bir şekilde, bazı eski kayıtlarda, Taşlıca‘daki kuyu sayısının eskiden 62 olduğu belirtiliyor. Bu da, zamanla kaybolan ya da yok olan kuyuların bir zamanlar bölgedeki su kaynaklarının ne kadar geniş olduğunu gösteriyor olabilir.
Bazı ulusal gazetelerde, bu kuyuların, bölgedeki kaynak suları ile beslendiği ve köydeki su ihtiyacını karşıladığı belirtiliyor. Ayrıca, kuyulara, yerel halk tarafından; Arnavutlar, Ayşe Gelin, Başkuyu, Bıyıklar, Eseler (İsalar), Hırakuyu, Karaahırlı ve Ortakuyu gibi isimler verildiği de kaydediliyor.
İlginç bir şekilde, kuyulardan hepsinin aslında içme suyu sağladığı, ancak bazı kuyularda taş duvarların arasına yerleşen ağaç köklerinin suyun tadını etkileyerek kokmasına neden olduğu ve bu yüzden kullanılmadığı ifade ediliyor.
Kuyuların Derinliği 15 Metre…
Kuyular, 15 metre derinlikte olup, suyu çok kullanıldığında bitse de bir süre sonra kaynaktan gelen suyla yeniden doluyor. Bu, bölgedeki özgün su yönetimi yöntemlerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Su kaynakları sınırlı olan Taşlıca’da, halkın tarihsel olarak suyu az kullanmak zorunda kaldıklarından kuraklığa dayanıklı zeytin, badem, incir, harnup, karakılçık buğdayı ve üzüm gibi ürünleri yetiştirdiği de kayıtlara geçmiş. Taşlıca’daki bu su kuyuları, hem tarihsel hem de kültürel açıdan büyük bir öneme sahip. Ancak, bu kuyuların kimler tarafından yapıldığı, ne amaçla kullanıldığı ve nasıl bir su yönetim sistemi ile işlediği konusunda net bir bilgi bulunmuyor. Gizemini koruyan bu kuyular, bölgenin eski yerleşim kültürünün ve yerel su yönetimi bilgisinin önemli bir parçası olarak varlığını sürdürüyor.
Güncel Kaynaklar…
Taşlıca’daki bu yapılar, hem yerel halk hem de araştırmacılar için büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor. Taşlıca’daki kuyular hakkında Kültür ve Turizm Bakanlığı da dahil olmak üzere resmi kurumlar tarafından herhangi bir açıklama yapılmadığı görülüyor. Kuyuların kökeni ve nasıl yapıldığına dair kesin bir bilgiye ulaşılamadığı için, bu gizemli yapılar hâlâ araştırılmaya ve tartışılmaya devam ediyor.
Son dönemlerde yapılan açıklamalarda, kuyuların kuraklığa karşı geliştirilmiş bir su yönetimi stratejisinin parçası olabileceği ifade ediliyor. 1923’teki mübadele sonrası nüfusu azalan ve 1950’lere kadar Sindili Ovası’nda yer alan Fenaket (Phoinikoúdi) köyünün, daha sonra günümüzdeki Taşlıca köyüne taşınmış. Bu süreçte, yerel su yönetimi ve tarımsal üretime dayalı özgün kırsal yerleşim kültürünün geliştiği aktarılıyor. Ayrıca, bölgedeki basamaklı piramidal mezarlar gibi özgün ölü gömme geleneklerinin de yerel kültürün bir parçası olduğu vurgulanıyor.
Fatma Çimen’de de Soru İşaretleri Var…
Marmaris siyasetinin tanınmış isimlerinden iş insanı, siyasetçi ve araştırmacı yazar Fatma Gebeş Çimen de kuyular ile kesin bilgiye sahip olmadığını söyledi. Çimen yaptığı açıklamada, “Taslıcalıların Tatar olduğunu ve Kırım üzerinden Anadolu’ya geldiklerini biliyoruz. Marmaris’e geldikleri zaman kuyular zaten varmış. Bu durum da kuyuların 1800’lü yıllardan kalma olduğu fikri ortaya çıkıyor. Anlatılanlara göre sabah namazından önce kadınlar kuyulara giderek kenarlara basarak kuyu dibine kadar inerek, burada küçük kaplarla aldıkları suyu bakraçlara doldurup yukarıya çekilmesini sağlarlarmış. Bölgede bir de hayvanların yayıldığı alanlarda çukurlar kazılarak yağmur sularını biriktirirlermiş…” dedi.
Haber: Gazeteci Mustafa Sarıipek/https://www.marmarisyenisayfa.com/