Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisinde neler oluyor?

Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisinin bazı üyeleri, Kent Konseyinde usule aykırı ve demokratik olmayan bir anlayışla hareket edildiği iddia edilerek zehir zemberek suçlamalar içeren bir basın açıklaması yaptı.

Fatih Bozoğlu – Bodrum Sokak Haber

Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisinde neler oluyor?
Ahmet Aras 8 Mart
Turgutreis_Kampus_şubat-2025_Erken Kayit
vodafon_içkale_19_şubat_2024
skyline bodrum sokak haber-2
Efsane Saatler
Bodrum-25-26-Kampusumuze-Bekliyoruz-bahçeşehir
skyline bodrum sokak haber-1
skyline bodrum sokak haber-3
previous arrow
next arrow
Yayınlama: 12.02.2025
235
A+
A-

Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisinin bazı üyelerinin katıldığı basın açıklamasında Karar defterinin usule aykırı bir şekilde eski sözcü tarafından yetkisiz bir şekilde Figan Erozan’a teslim edildiğini ve demokratik bir yapı olan Kent Konseyinin ortak mücadeleyi engelleyen, bireysel çıkarları ön planda tutan ve hukuksuz bir şekilde hareket eden anlayışla hareket ettiğini iddia ettiler.

Bodrum-25-26-Kampusumuze-Bekliyoruz-bahçeşehir
Turgutreis_Kampus_şubat-2025_Erken Kayit
vodafon_içkale_19_şubat_2024
bodrum-sokak-haber-youtube-abone
previous arrow
next arrow

Karar defteri gasp edilmiş, kadın meclisinin şeffaflığı yok edilmek istenmektedir!

Aslı Altuntaş tarafından okunan basın açıklamasında karar defterinin gasp edildiği ifade edilirken; “Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisinin karar defterinin, tüm çalışma raporlarının (Mahalle kadın meclisleri, çalışma grupları) ve bilumum evrakların 17 Aralık 2024 tarihinde yapılan Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi seçimli Genel Kurulu  eski yürütme kurulunca mevzuata uygun olarak yeni yürütme kuruluna eksiksiz teslim edilmesi gerekirken teslim edilmemiştir. Karar defteri usule aykırı bir şekilde eski sözcü tarafından yetkisiz bir şekilde Figan Erozana teslim edilmiş (Kendi beyanı) olup; o da Kent Konseyi Ofisinde bulunması gereken defteri şahsında tutmuş ve yeni yürütme kuruluna teslim etmemiştir. Üstelik, karar defterini kendi zimmetinde tutacağını ifade ederek açıkça suç teşkil eden bir eyleme imza atmıştır. Bu nedenledir ki 23 Aralık 2024 tarihinde yapılan ilk toplantı da dahil olmak üzere yapılan 4 toplantıda alınan kararların deftere geçirilip geçirilmediğine dair bilgi sahibi değiliz. Kararların deftere geçirilmiş olduğunu varsaysak bile (her toplantıda ısrarla getirilmesini talep ettiğimiz karar defteri tarafımıza teslim edilmediği gibi hiçbir toplantıya da getirilmemiştir.) altında imzamız bulunmamaktadır. Daha önceki dönemde kurulduğu iddia edilen Mahalle Kadın Meclislerinin sözcülerinin iletişim bilgileri ve yaptıkları çalışmalar yeni yürütme kurulu ile paylaşılmamıştır…” ifadeleri yer aldı.

Açıklamada Resmi bir belge olan karar defterinin usulsüz bir şekilde saklanmasının, yalnızca Kadın Meclisi’nin demokratik işleyişine zarar vermekle kalmayacağı, aynı zamanda şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerini ihlal eden ciddi bir hukuki sorumluluk doğuracağı da kaydedildi.

Usulsüz ve hukuksuz biçimde kadınların iradesinin gasp edilmesi!

Basın açıklamasında ilk toplantıda oyçokluğu ile seçilen mevcut sözcünün yetkisi, hiçbir hukuki ve demokratik zemine dayanmadan, savunma hakkı yok sayılarak ve usulsüz bir olağanüstü toplantı çağrısı ile gasp edildiği ifade edilerek şöyle devam edildi; “Kadın Meclisi Çalışma Yönergesinin açık ve bağlayıcı hükümleri hiçe sayılarak, yönergenin yasal maddeleri dahi oylamaya sunulmuş ve hukuksuzluğa meşruiyet kazandırılmaya çalışılmıştır. Bu korsan toplantıda bir yürütme  kurulu üyesi kendisini “sözcü” ilan ederek kayyum zihniyetini açıkça ortaya koymuş, demokratik işleyişi tamamen yok saymıştır. Yapılan bu korsan toplantı sonrasında yapılan ilk toplantıda yürütme kurulunun geri kalan üyelerinin yönergenin uygulanması konusundaki ısrarlı çabaları, bazı yürütme kurulu üyeleri tarafından sistematik olarak manipüle edilmiştir. Kadın dayanışması ve demokratik süreçler, kişisel iktidar mücadelesinin gölgesinde yok sayılmıştır. Ancak bununla da yetinmeyen ilgili kişi, gerçekdışı beyanlarla kamuoyunu yanıltmaya çalışmakta ve kadın mücadelesini kişi ve kurumlara karşı bir tehdit aracı olarak kullanmaktadır. Kadınların eşitlik ve dayanışma mücadelesi, bireysel iktidar hırsları için manipüle edilemez! Eril dilin ve baskıcı yönetim anlayışının bir kadın tarafından kadınlara karşı kullanılması kabul edilemez!”

Whatsapp yazışması bahane edilerek mobbing uygulanıyor!

Basın açıklamasında dikkat çeken bölümlerden birisi de Watsap yazışmaları ile ilgili ifadelerdi. Bu konuda basın açıklamasında şu cümleler yer aldı; “Bir WhatsApp yazışmasının “şiddet” içerdiği iddiasıyla, bağımsız bir kurul tarafından incelenmeden ve yönergenin ilgili maddeleri işletilmeden, korsan bir toplantı düzenlenmiş ve bu toplantıda mevcut sözcünün sözcülük görevi keyfi bir şekilde gasp edilmiştir. Yönergede sözcülüğün düşürülmesine ilişkin herhangi bir madde bulunmazken, yalnızca üyeliğin düşürülmesiyle ilgili açık hükümler mevcuttur. Buna rağmen, Yürütme kurulunun diğer üyelerinin yönergenin işletilmesine yönelik tüm talepleri reddedilmiş, hukuki süreç yok sayılmıştır. Bu hukuksuzluğa imza atan yürütme kurulu üyeleri “şiddet faili” olduğu iddiasıyla bir kişinin sözcülük yapmasını sakıncalı görmüşken, aynı kişinin yürütme kurulu üyesi olarak kalmasında hiçbir sakınca görmemiştir!  Bu çelişki, alınan kararların kişisel hesaplarla şekillendiğini ve feminist değerlerden uzak bir tahakküm çabasının ürünü olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu tutum, demokratik hukuk sistemlerinde “anayasanın askıya alınması” anlamına gelen bir uygulamanın yerel ölçekteki tezahürüdür. Yönergede açıkça belirtilmiş olan süreçler işletilmeden alınan bu karar, yalnızca keyfi bir müdahale değil, aynı zamanda kadın dayanışmasına vurulmuş ağır bir darbedir…”

Kadın Meclisinde “gelenek” yok oluvermiştir…

Bu durum, yalnızca Kadın Meclisi’ne değil, bütün kadınların ifade özgürlüğüne ve demokratik haklarına karşı açık bir saldırı olduğu ifade edilen basın açıklaması şu şekilde devam ediyor; “Geçmiş dönemlerde de Yürütme Kurulu üyeliği yapmış olup bu dönemde de yürütme kurulu üyesi olan Figan Erozan  her fırsatta Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi deneyimlerini aktarırken 2017’den itibaren bir “gelenek” yarattıklarını, Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin fiili olarak asil/yedek ayrımı yapmaksızın birlikte çalıştığını ve kararları birlikte aldığını ifade etmiş, bu deneyimle övünegelmiştir. Ancak ne zaman ki kendi iktidarlarına biat etmeyi kabul etmeyen farklı sesler çıkmaya başlamış, ne zaman farklı fikirdeki kişiler Kadın Meclisi’ne seçilmiş, o zaman yarattıklarını iddia ettikleri “gelenek” yok oluvermiştir. Asillerle yedeklerin birlikte ekli oldukları ve haberleşme aracı olan WhatsApp grubu bile bu anlayış tarafından kapatılmış, yalnızca asillerin eklendiği yeni bir grup kurulmuştur. Üstelik burada da yönerge bir kez daha ihlal edilerek yedeklerin ancak “genişletilmiş toplantılara katılabileceği” mesajı iletilmiştir. Hâlbuki yönergede açıkça Kent Konseyi Kadın Meclisi toplantılarının bütün kadınlara açık olduğu ifade edilmektedir…”

Kadın Meclisi, kişisel iktidar alanı değildir!

Basın açıklaması “Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi, kişisel çıkarları değil, kadınların ortak mücadelesini savunur! Bir kişinin kendi gücünü pekiştirmek adına, kadın dayanışmasını ve demokratik işleyişi yok saymasını asla kabul etmiyoruz!” cümlelrri ile devam ederken, yine çok dikkat çeken şu çağrı yer alıyor; “Kadın mücadelesini bireysel hırsları için bir araç olarak kullanan, demokratik süreçleri hiçe sayan ve kadınların iradesini gasp etmeye çalışan bu anlayışa karşı tüm Bodrumlu kadınları ses çıkarmaya, dayanışmayı güçlendirmeye ve kadın meclislerinin kişisel iktidar alanına çevrilmesine karşı mücadele etmeye davet ediyoruz!”

Kadın Meclisleri bir kişinin değil, tüm kadınların ortak iradesidir!

Basın açıklaması; “Bu açıklamayı Kent konseyi kadın meclisi genel kurulunda  oyları ile  bizi kadın meclisine seçen   kadınlara duyduğumuz sorumluluk gereğince yaptığımızı belirtmek isteriz. Yapılan usulsüzlüklerin kent konseyi kadın meclisini çalışamaz hale getirmesi, bizi aldığımız sorumluluk  gereği, bu durumu hukuki mercilere taşıma zorunluluğu ile karşı karşıya bırakmıştır. Bu nedenle bu usülsüzlükleri içeren bir dilekçe ile adli mercilere başvuru yapmış buluyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur…” ifadeleri ile sona erdi.

Bu açıklamanın ardından sürecin nasıl işleyeceği ve konu ile ilgili olarak Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin nasıl bir tavır takınacağı da merak ediliyor.

Bodrum-25-26-Kampusumuze-Bekliyoruz-bahçeşehir
Bodrum-25-26-Kampusumuze-Bekliyoruz-bahçeşehir
previous arrow
next arrow
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.