Yapılan Bu Plan Değişikliği Anayasaya da Vicdana da Aykırıdır

Bodrum Gölköy’de 76 Dönümlük orman arazisi 49 yıllığına kiralandı. TMMOB Bodrum İKK tarafından yapılan açıklamada bunun bir başlangıç olduğunu, Bodrum Yarımadası’nın kuzeyindeki ormanların etap etap özelleştirilerek yok edileceği iddia edildi.  

vodafon_içkale_19_şubat_2024

Turgutreis Kurs_Ugur Kurs Kazandirir_Banner_6-8-2024

bodrum-sokak-haber-youtube-abone

Bursluluk-Bodrum-bahçeşehir-10 aralık 2024

Fatih Bozoğlu – Bodrum Sokak Haber

TMMOB Bodrum İKK tarafından Bodrum Gölköy’de 49 yıllığına kiralanan ormanın bitişiğindeki tesislerin önünde yapılan basın açıklamasının başında; “1/25000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliği, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Değişikliği Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmıştır. Plan değişikliği 21/08/2024 tarihinde askıya çıkmıştır. Daha sonrasında bu alanın yatırımcıya tahsis işlemleri de yapılmıştır…” ifadeleri yer aldı.

TMMOB Bodrum İKK adına yapılan basın açıklamasında; “Planlama alanın tamamı orman alanıdır. Ayrıca “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” ve bir kısmı III. Derece Arkeolojik Sit Alanı içerisindedir…” cümleleri özellikle dikkat çekiyor.

Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir…

Bahse konu plan değişikliğine konu alanın ‘Orman Alanı’ statüsünde olması nedeniyle plan kararı getirilerek orman statüsünü ortadan kaldırıcı bir durumun oluşmuş olduğunu iddia eden TMMOB Bodrum Temsilciliği basın açıklamasının devamında “Anayasanın 169. Maddesinde “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devir olunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz.” Denilmektedir. Yapılan bu plan değişikliği anayasaya aykırıdır…” deniliyor.

Plan değişikliği Kıyı Kanununa da aykırıdır…

Açıklamada; “Bu planda Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe aykırı şekilde ilk 50 ve ikinci 50 metrenin yer aldığı alanın Konaklamalı Turizm Tesis Alanı olarak gösterilmiştir. İlk 50 metrede yapılaşma hakkı bulunmamakta ama bu alanın emsal hakkı sahil şeridinin gerisinde kullanılacağı için geri sahada yapılaşmanın yoğunluğunu arttıracaktır. Bunun gerekçesi olarak “… kamu alanı kesintileri, park, yol, kıyı, kumsal vb. gibi alanlara terk yapılmaksızın orman bütünlüğü korunur.”  Olarak açıklanmaktadır. Orman bütünlüğünün bozulması veya kamu terki olmaması isteniyorsa ilk 50 metrelik sahil şeridinin orman alanı olarak bırakılması hatta tahsis dışı bırakılması daha uygun olacaktır. Plan değişikliği Kıyı Kanununa da aykırıdır…” ifadeleri de dikkat çekiyor.

Bu tesis için orman alanı feda edilmiştir…

Yapılan bu plan değişikliği İmar Kanunu’na da aykırı olduğunun kaydedildiği basın açıklaması; “Plan raporu incelendiğinde planı yapan kurumun Kültür ve Turizm Bakanlığı olduğu görülmektedir. Bizzat bakanlıkta çalışan şehir plancıları planı yapmış ve onay için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sunulmuştur. Hem planını hem tahsisini aynı bakanlığın yapması manidardır. Ayrıca planın eksik görüşler ile yapılmış olması, kanun ve yönetmeliklere aykırılıklar teşkil etmesi hem planı yapan Kültür ve Turizm Bakanlığına hem de onaylayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yakışmamıştır. Bodrum’da son yıllarda yaşanan sıkıntılar herkes tarafından bilinmektedir. Özelikle su ve trafik problemi yaşamı zorlaştıracak noktalara ulaşmıştır. Henüz bir hava kirliliği görülmese de yapılan bu doğa katliamı ve nüfus artışı sonucu çevre kirliliği görülmektedir. Bodrum’un öz kaynakları bu kadar nüfusu kaldırabilecek kapasitede değildir. Çözüm bekleyen bu problemler için bir adım atılmazken nüfusu arttıracak yeni turizm tesisi planlanmıştır. Bu tesis içinde orman alanı feda edilmiştir. Bu tür uygulamaların artık durdurulması ve Bodrum un ranta feda edilmemesi gerekmektedir…” ifadeleri ile sona erdi.

Torba’ya Kadar Ormanlar Katledilecek…

TMMOB İKK Sekreteri Mustafa Erdoğan 76 dönüm orman alanının 49 yıllığına ve 3 milyar liraya özel bir şirkete tahsis edildiğini ifade ederek şöyle konuştu; “Bu orman arazisine on milyonlarca dolara satılan evlerden yapılacaktır. Gördüğünüz 70 dönümden fazla olan bu ormandaki ağaçlar kesilecektir. Ama planda Demir Evler’e kadar olan bir bölgeyi imara açmayı planlıyorlar. Yani Torba’ya kadar milyonlarca metrekare bir orman bölgesinden bahsediyoruz. Bu bölgedeki ormanlar ağır ağır katledilecektir. Bu gün yaptığımız bu basın açıklamasının Türkçesi budur…” dedi.

Sadece para kazanma odaklı planlar yapılıyor…

Bodrum Kent Konseyi Başkanı Gamze Türk Oğuz da beş yıl içinde bir metrekare bile orman alanı kalmayacağını ifade ederek; “Anladığımız kadarı ile yarımadanın kuzeyinde ormanların imara açılması planlanıyor. Hedef bu. Ancak bunun nüfus prodüksiyon hesaplamalarında yeri yok. Hiç birinin ulaşım, trafik, su, katı atık ve alt yapı hesaplarında yeri yok. Bu nüfusu bu yarımada kaldırabilir mi hiç böyle bir dertleri yok. Sadece para kazanma odaklı planlar yapılıyor. Buradaki doğal hayat, ormanlar, eko sistemin Ankara ve ilgili bakanlıklar için hiçbir önemi yok. Yazık…” dedi.

TMMOB Bodrum Şube Temsilcisi Mimar Yaşar Filiz de “Yalıkavak’tan Torba’ya kadar olan bölgedeki plan değişikliğini neden Çevre ve Şehircilik Bakanlığının üzerine atıyor, bunun da sorgulanması gerekiyor…” dedi.

Bodrum Belediyesi Meclis Üyesi Azat Öztürk de şöyle konuştu; “Teknik anlamda gerekli açıklamalar yapıldı. Ama benim gördüğüm kadarı ile burada rantsal bir mekan yaratılmakta. Ancak anlaşılamayan bir şey var. İnsanlar bu tesisleri neden tercih ediyor, doğası ve yeşili için. Ama kendi rantsal mekanları oluştururken buradaki yeşili, doğayı, ormanları yok ediyorlar. Kendi elleri ile kendi cazibe alanlarını yok ediyorlar…”

Bazı girişimler yasalar uydurulabilir ama meşru olmayabilir…

Bodrum Çevre Platformu sözcüsü ve Şehir Plancısı Dr.Murat Özyaba da “Turizm Teşvik Kanununun 8.Maddesinin, Anayasa’nın 169.Maddesine aykırı olduğunu ifade etmekle başlamak lazım. Anayasaya aykırılığı nitekim Anayasa Mahkemesinin bu konudaki çok sayıdaki kararı ile tescil edilmiştir. Çünkü Turizm Teşvik Kanununun 8.Maddesi, Anayasa’nın 169.Maddesi ile devlete yüklenen ormanların korunması ve geliştirilmesi sorumluluğunu ortadan kaldıran, ormanların özel kullanımlara tahsisini mümkün kılan bir içeriktedir. Bunun dışında somut bu alana yönelik Muğla İdari Mahkemelerinin koruma amaçlı imar planlarına ilişkin iki kez iptal ve yürütmeyi durdurma kararı vardır. Bu kararlara rağmen, aynı kararlarda ifade edilen bütün unsurlara ve gerekçelere arkadan dolanarak tekraren bir imar planı değişikliğinin alelacele yapılması çok sağlıklı bir süreç olarak görülmemelidir. Bazı girişimler yasalar uydurulabilir ama meşru olmayabilir. Doğanın ormanın yok sayılarak yapılaşmaya açılması kabul edilemez. Bunlar kamu yararı olmayan girişimlerdir…” dedi. Dr.Özyaba sözlerini Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin bu tür girişimlerin doğru olmadığına dair görüş bildirdiğini de anımsatarak tamamladı.